
***
Gelir gider dengesini inşa etmek ile ilgili en büyük yanılgılardan biri, bunun kazancımızla ilgili olduğudur. Aslında bu, daha çok harcama alışkanlıklarımız ile ilgili bir konudur.
Ancak birçoğumuz ne kadar para harcadığımızın hiç farkında değilizdir – özellikle de her gün yaptığımız küçük harcamaların.
Yazar David Bach, hiç düşünmeden sürekli ufak harcamalar yapma durumunu “çay-kahve faktörü” (The Latte Factor) olarak adlandırmıştır. Faktör der ki: “Günlük çaya kahveye harcadığımız parayı bir kenara koysak, ayda hatırı sayılır bir miktar biriktirmiş oluruz.“
Sertifikalı bir para koçu olarak, danışanlarıma otomobilinin arızalanması, evinde acil bir tadilat ihtiyacı olması ve hatta ani bir iş kaybı gibi hesapta olmayan durumlar için hep bir “kara gün fonu” oluşturmalarını öneririm. Bu önerime en çok duyduğum itiraz ise şu olur: “Bu fon için gereken parayı nereden bulacağım?”
1. Dışarıda yemek
Ortalama bir Amerikalı haftada iki kez dışarıda öğlen yemeği yiyor. (ya beyaz yakalı Türkler? – PD) Bu da ayda ortalama 232$ demek. (İstanbul’da uygun bir öğlen yemeği 20 TL desek haftada iki kezden aylık 160 TL tutar.)
Bu büyük bir tutar değilmiş gibi görünüyor çünkü bu kadarla kalmayacağımızı göz ardı ediyoruz. Ofis kafeteryasında bir atıştırma, otomattan alınan bir abur cubur, yolda içilen bir Starbucks kahvesi, evde yemek yapmayıp dışarıdan söylenen yemekler, hafta sonu kaçamakları, arkadaşlarla akşam #qeyfi (swarm check-in ve IG postu da unutulmasın 🙂 ) Bunları bir ay boyunca izleyin bakalım, neyle karşılaşacaksınız?
2. Çay-kahve
Faktöre isim annesi olmasından da belli ki çay-kahve, bir beyaz yakalının hayatında çok önemli bir yer tutuyor. Bir çok işyerinde ücretsiz olanları içilebilir gibi olmadığından bunlar da birer para emici. Ayda çay veya kahveye ne kadar para verdiğinizi hiç hesapladınız mı? Amerika’da bu günde 3$’dan yılda 1100$ ediyormuş, İstanbul’da da günde 3-4 çay içsek yılda en az 750TL ediyor.
“Bu da para mı?” diyenleriniz olacaktır ama düşünün ki bu para ile kredi kartı borcu azaltılabilir, ev ya da otomobil tamiri yapılabilir.
3. Kitap ve dergiler
Okumak önemlidir. Keşke hepimiz daha fazla okusak. Ama eğer bir kitap kurdu iseniz (ve hatta sıradan bir okuyucu iseniz bile) kitap ve dergilere ne kadar paranız gittiğine inanamayacaksınız. Kitap pahalı bir şey değildir ama düzenli olarak totalde hatırı sayılır bir meblağ tutar. Bir deneyin ve kendiniz görün!
Okumayalım mı yani? Tabii ki okuyalım, daha çok okuyalım, hep okuyalım! Örneğin, halk kütüphanelerini daha çok kullanmayı deneyebiliriz. Ödünç kitap alışverişi ya da ikinci el kitap gibi çözümlere gidebiliriz.
4. Abonelikler
Abone olduğunuz TV paketindeki tüm kanalları izliyor musunuz? Cep telefonu paketinizdeki tüm hizmetlerin tamamına düzenli olarak ihtiyaç duyuyor musunuz? Aylık ekstrelerinize bir bakın bakalım kullanmadığınız ve küçük bir meblağ olduğu için farkına bile varmadığınız ne abonelikleriniz var?
Bu arada TV ve telefon şirketinizi aradığınızda mutlaka daha uygun bir paket teklifi ile karşılaşıyorsunuz, gerçi bunu biliyorsunuzdur ama yine de hatırlatalım dedik 🙂

5. Ekstra banka ödemeleri
Aylık banka ekstrelerimizi kontrol etmeye üşendiğimiz için kolayca geri alabileceğimiz bazı ödemeleri yapmış bulunuyoruz. Ayda sadece birkaç dakika ile tasarruflarımıza tasarruf katabiliriz.
6. iTunes, iStore, google play vs.
Akıllı telefonlarımız sayesinde istediğimiz müzik ya da oyunu bir tuşla satın alabiliyoruz. 99 kuruş zaten, 1 TL bile değil. Hem yeni zil sesi melodiniz ne kadar havalı oldu, değil mi?
Peki toplamda ne kadar vakit ve nakit harcadığınızı hiç düşündünüz mü?
7. Şans oyunları
Ekmek aslanın ağzında ve piyangodan para çıksa neler yaparız neler, değil mi? Ama aslında bu bir hayal. Daha iyi bir hayat bir bilet parasının değil, günlük düzenli çalışmanın (çevirmen burada hem iş hayatını hem de bolluk bereket üzerinde spiritüel çalışmayı kast ediyor olabilir, inanç sisteminize göre seçin, beğenin, alın.)
8. İndirimler
Bence burayı çevirmekle vakit kaybetmeyeyim 🙂 Siz anladınız onu 🙂
***
Herkesin çay-kahve faktörü farklıdır. Bunu bulmanın en iyi yolu harcamalarınızın kaydını tutmanızdır.
Bakın, benim çay-kahve faktörlerim şunlar:
- Ekstra shot, kremasız white mocca. Ne kadar alengirli ise o kadar havalı oluyor 🙂
- Kitaplar. Üstelik sadece bir kere okuyacağım, bana bir-iki saat vakit geçirtecek hap kitaplar.
- Gratis ve Rossman indirimleri. İyi de, ben makyaj yapmıyorum ki?
- Bijuteri. Aldıklarımın çoğu da bileklerim ve parmaklarıma bol geldiği için takılamıyor:(
- Kırtasiye. Ay ama çok şirinleeeer 🙂
Sizinkiler neler?
“Çay Kahve Faktörü – Fark Edilmeyen 8 Para Emici“ için 1 yorum yapılmış.-
Ebru Bektaşoğlu
(Ekim 1, 2019 - 3:25 pm)Minimalizm; özellikle sanatta ve müzikte 1960’lı yıllardan başlayıp günümüze kadar ulaşan ve son dönemlerde oldukça popüler olan bir akımdır. Zamanla bir yaşam felsefesi haline gelmiştir. Minimalizm, sadeliği ön planda tutmaktadır. Sanatta ve müzikte tercih edilen bir akım olarak tanımlansa da, teknolojinin gelişmesiyle ve sosyal medya tüketim alışkanlıklarımızın değişmesiyle minimalizm, farklı açılardan da ilham alınacak bir akım haline gelmiştir.
Minimalizm ve sade yaşam konusunda daha fazla bilgi edinmek için siz de makalemizden faydalanabilirsiniz: https://www.tarz2.com/az-coktur-sadelik-mutluluktur Daha sade, atıksız ve sürdürülebilir bir dünya için hep birlikte el ele.